Sanat Tarihim

Ben sanatçı ruhlu bir aileden geliyorum ya da şöyle söyleyelim, ben kendini acaip yetenekli sanan bir aileden geliyorum. Tamam benim babamın bazı yetenekleri vardır, o  en güzel uzun hava okuyandır ve o Burası Muş’tur türküsünün yazarıdır. Nebilim o kadar çok söylerdi ki, o yazdı sanmıştım çocukken. Taa ki bir gün radyo da duyana kadar! Babam ünlü olmuştu!

 

Babam, tüm müzik aletlerini çalabileceğine inanır. Ud çalarım, saz çalarım, piyano çalarım, bn sizin kadar şanslı olsaydım benden neler olurdu diyerek bitirir. Annem, bıktım bu babanın çenesinden diyenlerdendi ve bir gün ud dersi almaya başladı. Babam, kulaktan çaldığı için annemi hep ti’ye aldı. Annem notasız çalamıyordu çünkü. Yani ikisini birleştirebilseydik eğer  konservatuarı bile kazanabilirlerdi belki de kimbilir. Babamın kendine güveni ve annemin disiplini ile güzel şeyler olabilirdi belki  de.

 

Peki, bu iki karı koca oturdu düşündü, ne yapabilirlerdi?. Bu sorunun üstüne, ikisinin bir anda göz göze gelip, 1 metre boyunda ki zavallı bana çevirdiklerini hayal edin şimdi. Evet. Gözlerini ilk çocuklarına diktiler! Onlar yapamadıysa bile bu çocuk harikalar yaratabilirdi!!!!

Cık cık cık…

Ne yanlış bir seçim. Ne büyük bir hayal kırıklığı.

 

İlkokul’dayken bale seçmeleri yapılmıştı. Bizim sınıftaki tüm kızlar sıraya girdik, çok heyecanlıydım, tüllü kıyafetler giyecektim. Saçlarımı diğer erkek kuzenlerim ve kardeşimle beraber Berber Kadir’ e gidip orada kestiren babama inat, kız gibi olacaktım!!

 

Ben çocukken devamlı bitlendiğim için saçım amerikan traşı denen tarzda kesiliyordu ve kahkül gibi bir bölüm bırakılıyordu üstte kalan tarafı  da fıskiye dediğimiz modern toplama stili ile süsleyip, cinsiyetim belli olsun diye bir pembe toka konduruyorduk. Artık yeter dedim. Ben de kuaföre gitmek istiyorum, ben de kız gibi tütüler giymek istiyordum. Eve koşarak geldim, Anneeeeeee ben baleriiin oldummm!!!!! Annem sevindi, ama henüz bu sevincimiz taze iken, haber, babaların babasına ulaştı. Bir anda yurdum insanı, Anadolu çocuğu; Anti-Amerikan ebeveyn oldu çıktı. Vay efendim bale neymiş. Folklör varken bale mi yapılırmışşş olmazmıış. Tabi, dedem duyar duymaz, o okuldan alırım o çocuğuuu bale yapıp ne olacaaakmııış gibi laflar etrafta dolanırken bir anda kendimi davulcu ve zurnacının yanında garip kıyafetlerle buldum. Ama okulda folklöre yazdırılan tek kız bendim.

Yani şunu anlamıyorum, baleyi kıyafetine kadar eleştiriyorduk ama folklör kıyafetinin neresi normaldi ki? Geldiler bir şapka geçirdiler kafama, ama öyle bir şapka ki boğulucam, altında da tül, ölüyorum herhalde dedim, bir de bunla zıpla bakalım işin yoksa. Çayda çıra oynayacakmışız, bir de üstüne mum. Zulüm Volume:1 Kafamı bile çeviremiyordum. En azından bale kıyafetinin tütüsü kıçında da etrafını görebiliyorsun! Ayrıca mum gibi yanıcı şeylerde vermiyorlar balede!

 

Zulüm Volume:1’den sonra sıra, babamın ısrarıyla gidilen Türk Sanat Müziği for Children, yani Zulüm Volume 2. Kuzenlerle beraber bizi bir koroya verdiler. Bir kadın ud çalıyor, diğeri kanun. Bebelerde söylüyor. Yeni çocuklar olarak bizi öne aldılar, hadi bakalım hangi şarkıyı biliyorsunuz söyleyin dediler. Ulen ben o yaşta hangi şarkıyı söyleyeyim, tut-i mucize i guyem repertuarıma henüz girmemiş. Valla okulda Cumhuriyet şarkısını öğrendik dedim ve ben bir kuple okudum. Hicaz makamından girdim ve bu hezimeti kaldıramayan annem beni bir daha göndermedi.

Lise’ye geçtiğim zaman amcam bana bir piyano hediye etti, ben istemiştim gerçi. Hemen öğretmen ayarlandı, Azeri bir öğretmendi ve inanılmaz sertti. 1 ay içerisinde gerçekten zor iki esere başlattı, evet zorla yapıyordum aslında, korkumdan çalışıyordum ancak bazı yerlerde kulaktan çalmam gerekiyordu çünkü çok iyi nota okuduğum söylenemezdi. Ve bir gün, anladı.

Evet, sen kendini Chopin’mi sanıyorsuuun diye azar işittiğim gün, eveeet oyleyiiim cevabıyla, piyano dersleri son buldu, elimi bile sürmedim bir daha 🙂 Ah be kadın, az bir yumuşak girseydin şimdi deli gibi piyano çalıyor olabilirdim… Neyse yıllar geçti, Çello derslerine yazıldım, ı – ıhh beceremedim, ve 30. yaş günü ve evlilik hediyem olarak piyano derslerine tekrar başladım.

Evet, ailemin muhteşem genlerinden mahrum bırakıldığımı biliyorum. Ama bu güven ile maymun iştahlılık arasında bir çello dersleri almışlığım da olduğundan ve bunun da kocamla tanışmamda bir payı olduğundan kendilerine teşekkür ediyorum.

 

Piyano dersleri nasıl gidiyor derseniz evet biraz gururuma dokunuyor. Şu an bir çocuk etüd kitabını elime tutuşturdular. Kitabın başında sticker lar var. Çocuk güzel çalarsa hediye olarak onu yapıştırıyor. Hocam henüz hiç aferin hadi yapıştıralım bir sticker demedi. Üzülüyorum çok. En son derste, hem fa anahtarından hem sol anahtarından notalar gösterdi, pop quiz yani bir nevi. Ve ben fa anahtarının notlarında takılırken, o güler yüzlü hatunu kaybedip, özüme döndüm. Allah senin gibi notanın belasını versiiin lANET! Cümlesi ağzımdan çıktığı an pişman oldum evet, ama hocam duymuştu bir kere. Kendisi de kardeşimden bile küçük olmakla beraber dünya tatlısı bir hocadır. Ders vermesinin amacı, çocuklara piyano öğretirken nasıl bir yöntem izlenmesi gerektiği aslında. Ama sanırım benden sonra tez konusunu değiştirecek gibi görünüyor.

 

Yalnız şu var, iyi ki annem beni zorlamış gitar dersine yazdırmış ve keşke biraz daha zorlasaymış ve ben piyanoya devam etseymişim.  Çocukken öğrendiniz öğrendiniz, sonrası biraz zor oluyor. Kafa basmıyor. Benden söylemesiiiiiii…Sonra vay ben duymadım, vay ben bilmiyordum demeyin! Çocuklarınızdan bu tip yazılar alıpta vay ben ne yapmışım demeyin!:)

 

 

 

6 Comments

  1. elifhan erşan |

    okurken çok eğlendim resim zaten bomba :))

  2. Merve Şanlıtürk |

    Yeni bir yazı vaaar diye mail’ime düşüyor artık YES!! Ayrıca bale konusundaki kaderimizin aynı olmasını aynı toprağın insanı dedelerimizin katkısı çok büyük. Adana damarı diye bir şey var o gerçek!

  3. Muthıstı yıne 🙂 resım on numara 🙂

  4. Burcu Kilicoglu |

    ya bu kadar guzel anlatilamaz ahahahaha supersin cnm bnm:))) ayrica gitar olayini niye hala soylemiyor neden kendini ovmuyor illa biz mi ovecegiz diye dusunmedim degil son paragrafa kadar:) bir Chopin olmasan da; Adana’nin bagrindan kopan bir sanatci edasiyla yapmis oldugun besteyi ilk dinledigimde bu cakal kesin bi yere kaydetti beni yiyor ellerini de caliyor gibi gosteriyor demediyse namerdim:D genler ayni ama agirlik babaya cekmis zannımca:D

  5. Burcu Kilicoglu |

    ay bu arada herkes çarık giymis sen ise spor ayakkabı:D diyecek birsey bulamıyorum:D sozun bittigi yer:D

  6. Tek kiz bendim diorum!uzerimdekini zor buldular:))))

elifhan erşan için bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir