Posts made in Ocak, 2013

Şili

Evet, Arjantin’deki güzel günler maalesef bitmişti. Alışverişi abartarak valizlerin üzerine oturup zar zor kapadıktan sonra Şili’ye gitmek üzere yola çıktım. Atraksiyonsuz hiçbir an olmamıştır hayatımda. Yola çıkmadan önce, Şili’ye daha önce gitmiş olan arkadaşlarımdan dinlediğim ve dinlemez olaydım diye saç baş yolduğum hikayeler başlamıştı. Daha gitmeden tedirgin olmuştum.

Read More

Babanın erkek kardeşine ne denir?

Çocuklarınız yeni yeni konuşmaya başladığı zaman içiniz bir heyecanla doluyor sanıyorum. Benim çocuğum yok ama ben de sevdiğim insanların çocukları konuşmaya başladığında baya seviniyorum hatta ismimi söyletmeye çalışıyorum açıkçası. Şekil 1-a gonşumgillerden eltimgille kaynımgilin kızı Defne. Bu bıdık benim zor ismimi bile söylemeye başlamışken gel de sevinme. Midbaaal,  Aaaağca (amca) –‘larla sevindirik olurken bir gün “a-ooo” kelimesini yakaladım. Bir Adanalı’nın algısında a-ooo aslında ABOOO’dur. Gel de yeme bunu şimdi!! (Defne’nin ve hayatının tüm copyright’ı 18 yaşına gelene kadar Anne ve Baba Çıngı’ya aittir o yüzden detay vermiyorum, olaylar aslında böyle olmamış olabilir geçiyorum) :))))) Çocuktan bunu duyunca kikirdedim,  ama kendi yaşadıklarım aklıma gelince bir durdum.

Read More

Uruguay: Colonia del Sacramento

Arjantin’de ev arkadaşım olan Tatiana ile San Martin Parkında oturur takılırdık. Yeşillikler arasında insan kendini çok iyi hissediyor o yüzden fırsat buldukça gidiyorduk. O günlerden birinde ben markette çekirdek buldum ve bastırmaya çalıştığım ÖZ duygularım yine ayyuka çıktı. Dohtor Ceykıl değişime başlamıştı.

Read More

Arjantin

Bir zamanlar bir gezgin vardı içimde. Söz vermiştim kendime, her yıl bir ülke göreceğim diye. Yaşımı yakalarsam ondan sonrası kolay olur gibi bir hayalim vardı. Evet, maalesef gördüğüm ülke sayısı hala yaşımı yakalayamadı. Şimdilik, oyunu hayat kazandı ama ben henüz vazgeçmiş değilim.

Read More

Şimdiki aklım olsa

Bir huzurlu Pazar günü evimde oturuyordum. Yıllardan hangi yıl olsun, bana farketmez, siz seçin. Eylül 2, 2012’de evlendim. Ondan önceki herhangi bir zamanda olabilir. Ankara’da olmak yeterli. Bir Pazar sabahı. Sucuklu yumurta kokusuyla uyanarak, mutfağa doğru gitmek. Alihan’la babanı kaldır da gelsinler diyecek annem ve ben bana neeeee yaaaa ben başlarım, kalksalardııııııı!! Ama vicdanım el vermez ve gider kaldırmaya uğraşırım. Saat 11:00 falan..yuh di mi…

Read More

giriş, gelişme, sonuç

Ben teknolojik olaylardan anlamam. Websiteleri nasıl kurulur, bir blog nasıl yazılır, gerekli kuralları var mıdır bilmem. Herkesin bir konsepti var biliyorum. Kocam, hobilerini yazıyor misal, evet ne kadar başarılı ve akademik yazılar bunlar. En azından dünyaya bir katkısı oluyor. Bir soruya cevap verebiliyor.. Neyse, anlattım ya kendisinin hobi sitesini bir müddet kullandım ve yollandım. Konsepte aykırıyım sadece bir istilacıyım:) Sana bir site açacağım buraya nasıl yüklüyorsan oraya da aynı şekilde yükleyebilirsin diyerek beni kibarca yolladı ben de asilce, kabul ettim. Tabii, ben ve yazılarım buraya taşındık. Sıkıntılı bir taşınma süreci geçirdik, çünkü bana tanımladığı silip, çıkarabilme ve siteyi yönetebilme yetkisini verdiğinin 5. dakikası ben tüm siteyi sildim. 10. dakikada telefonum zırıl zırıl çalmaya başladı zaten.

–          Siteyiii sen mi kurcalıyosuuuuun!!tüm kodlarııııı sildiiiiin!!!

–          Ne kodu? Neyin kodu? Mademm silmeyecektimm bana niyeeeee o yetkiyi verdiiin!!Allah Allah! Merak etmiştim! Ne var!! Silerim benim değil mi!!!! Napcan!!Geri alınıyor mu?? Nolur geri alsana, Fırooo!!Hiç bir şey kalmamışşş noluuuur yardım eetttt!!!

Bir zamanlar bir bilgisayar kursuna başlamıştım, kaç dil biliyorsun sorusuna “Valla 2 dil, İngilizce, İspanyolca” diye cevap vermiş ve daha sonra durumu kavrayarak, kursu bırakmıştım. Bilgisayar benim neyime. Neyse, en azından 10 parmak kullanabiliyorum. Hıh.

 

Şimdi arkadaşlar, kısa bir teknik bilgiden sonra sadede gelmek isterim, blogdan beklentiler yüksek olmasın, burası bir hobi sitesi mi, henüz değil. Belki birgün… Burası ne idüğü belirsiz anılar, benim güldüğüm, benim yaşadığım, benim sevdiğim geziler ve çektiğim fotoğraflar silsilesi. Entel bir kocam var evet, bunu daha önce söylemiştim. Ve bu site, entel kocanın dantel eşinin yaşamına dair olaylar zincirini barındırıyor. Gerekli gereksiz; keyfimle kahyası arasındaki ince çizgide dolaşarak unutulan anıları canlandırmaya çalışıyorum.

 

Ben geçmişe çok bağlı yaşıyorum belki de.. Kıyamıyorum, geçmiş geçmişte kalmasın istiyorum. Sizleri bilmem ama ben unutmaya başladım ve üzülüyorum. Unutulmamacasına yaşamak istesek bile bir yerde elimizden, aklımızdan uçup gidiyor herşey istemesek bile. Yeni şeyler oluyor ve gelecek geçmişle aynı kaderi paylaşmadan, not almaya başlıyorum artık.

Yıllar geçtikçe biriktiler, birikip birikip taşıyorlar. Bu da benim not defterim olsun istedim. Anlatamayacak olduğumda okuyup biraz gülümseyeyim diye. Yani bir beklentiniz olmasın, bu sadece benim not defterim, not edebildikçe yaşamaya devam edecek olan. Gelecekte bana yol göstersin diye. Benden ileriye bir hatıra, gelecekteki bana bir mektup olsun, selam olsun diye.

 

Bu mesaj 5 dakika içinde kendi kendini yok eder mi? Görevimiz tehlikede vardıı, burda da olur muuuu!! Fırooooo!! Ben yazılar okunduktan sonra kendi kendini patlatsın istiyoruuum, hangiiii kodu girmem lazıııım!!!!!!!!

 

BOOOOOM!!!!!!:)

Read More

Annem Babamı Nasıl Zehirledi?

Babam yıllar önce akşamları bir kadeh vodka portakal içer, ondan sonra da yatardı. Eh her gittikleri yerden bir içki alıp, evimizi en büyük barlara bile taş çıkartacak hale getirdikten sonra, bu içkilerin tüketim bölümüne geçildi. Annem ise tüketilen içki şişelerinden beğendiklerini, gerek zeytinyağı, gerek sirke veyahut nar ekşisi gibi sıvılarla dolduracak ve işlevsel küçük değişikliklere girerek, ev ekonomisine katkıda bulunacaktı. Ama evdeki hesap maalesef çarşıya uymadı.

Read More

Wilma Kasırgası

Sene 2005…Yollar Amerika’ya düştü..Vayyy, babam dedi ki, kızım gözüm arkada kalmasın sen Miami’ye git, orada çok tanıdık var..Başka yere göndermem. Ben, San Francisco hayranıyım o zamanlar.. hala da severim gerçi…Yaw baba yapma etme, Miami kulağa güzel geliyor da orada napıcam..Kendisinin, muhteşem ikna gücüyle dünyanın en mantıklı yeri sanmaya başladığım Miami’ye gittim…

Read More

ÖSS kabusu ve Kezo

Geçmişe biraz fazla takıldım son zamanlarda, ama baktım ki prim yapıyor biraz daha yazayım dedim. Ama biraz duygusal takılıyorum bu aralar. Yaş ilerledikçe anı biriktirir olmuşuz. Ben çok güzel bir hayat yaşadım. Bir çok insanın sayesinde. Başta babam ve annem olmak üzere bir çok insanın sayesinde. Hayatımda önemli bir rolü olan Kezban Teyze’yi anlatmak istiyorum bugün..Namı diğer Kezo sayesinde bir yazı yazdım ve bir cesaretle yayınladım kocamın sitesinde. Kendisi bilmez ama onun her lafını bir emir olarak algılayan bünyem, hemen harekete geçti, sonuçta bugünkü yaşamımı ve tüm eğitimimi ona borçluyum ben. Ben de emeği çoktur. O benim matematik öğretmenim. Annemlerin arkadaşı, benim de en çok sevdiğim insanlardandır. Ama herşey bugünkü kadar güzel başlamadı. Bu Kezo ve benim, bizim hikayemiz:

Read More

Sanat Tarihim

Ben sanatçı ruhlu bir aileden geliyorum ya da şöyle söyleyelim, ben kendini acaip yetenekli sanan bir aileden geliyorum. Tamam benim babamın bazı yetenekleri vardır, o  en güzel uzun hava okuyandır ve o Burası Muş’tur türküsünün yazarıdır. Nebilim o kadar çok söylerdi ki, o yazdı sanmıştım çocukken. Taa ki bir gün radyo da duyana kadar! Babam ünlü olmuştu!

Read More